DRT Tasarım Blog Sayfaları
DRT Tasarım LOOKBOOK Konseptleri

Mykonos'ta Bir Akşamüstü Masası: DRT Tasarım Taçlarıyla Özgür Bir An

"Biraz da burada özgür olmanın keyfini çıkarıyoruz," dedi Elif ve hafifçe saçını düzeltti. Parlak mavi taşlı taçı gün batımının altın rengine yakalamış gibiydi.

Yanında Aslı ve Deniz, ellerinde renkli kokteyllerle gülümsediler. Masada dört arkadaştılar; Türkiye’de iş temposunun içinde zar zor bulabildikleri birkaç günlük tatili fırsata çevirmişlerdi.

"İstanbul’da böyle kahkaha atsak kaç çift göz üzerimizde olurdu, değil mi?" diye ekledi Deniz.

Bunu duyan Zeynep kahkahayı bastı: "O yüzden buradayız zaten! Biraz da kendimiz olmak için."

O sırada konular yine kıyafetlere geldi.

Elif parmağıyla tacını işaret ederek sordu:

"Bu arada sizinkileri de Özlem’den mi aldınız?"

Aslı başını salladı: "Tabii ki. DRT Tasarım’dan siparişi bir ay önce verdim. Gerçi bu modeli görünce keşke onu da alsaydım dedim."

"Ben mağazaya gitmiştim," dedi Zeynep. "Orada Özlem’le konuşma fırsatım oldu. Her parçanın nasıl yapıldığını öyle güzel anlatıyor ki... Bunu takınca sadece aksesuar değil, sanki kendim için küçük bir hikaye taşıyorum gibi hissediyorum."

Bir an sessizlik oldu. Hafif bir esinti geldi, beyaz evlerin gölgeleri sokağa vurmuştu.

"Aslında bu tatilin en güzel yanı ne biliyor musunuz?" dedi Aslı. "Burada kimse sana neden böyle giyindin, neden dikkat çekiyorsun demiyor. Burada sadece varsın. Özgürsün."

Deniz göz kırptı: "Ve o özgürlük hissini en iyi DRT Tasarım’ın böyle başına taktığın bir şeyle anlatabiliyorsun."

Dördü de kadeh kaldırdı.

Bir an için konuşmadılar. Çünkü o anın tadı anlatılamayacak kadar güzeldi.

Bir başlık atsalar, belki şöyle derlerdi:

"Biz burada sadece şık değiliz. Biz burada biziz."
DRT Tasarım En Çok Konuşulanlar